Okuma metni - "Osmanlı Mimarisinin Yapısı ve Özellikleri" ÖZETİ

Osmanlı Mimarisi Erken Dönem, Klasik Dönem ve Geç Dönem Osmanlı Mimarisi olmak üzere üç dönemden oluşur.

 Erken dönem mimarisi

Osmanlı devletinin Osman Gazi tarafından Söğüt de Osmanlı nın tarafından kurulması ilke 1501 yılında Bayezid Camii nin inşaatının başlaması arasındaki dönemi kapsar. Üç şerefeli Camii hem erken dönemin en önemli yapıtlarından kabul edilmektedir hem de klasik dönemin özelliklerinden olan iç avluya sahip planlar ve ana kubbe öğelerinin ilk kez uygulandığı bir yapıdır.  Osmanlı mimarisine ait ilk uygulamalar İznik'te inşa edildi.  Edirne'de ise ağırlıklı olarak cami ve medrese inşa edildi. Bizans mimarisi ve Selçuklu mimarisi etkilerini taşısa da bu dönemde klasik döneme dayanak oluşturacak fikirlerin ilk uygulamaları gerçekleşti. Ayrıca Klasik dönemin en önemli mimari kavramlarından birisi olacak kubbe kullanılması pratiği ortaya çıktı. 1333 ile 1334 yıllarında inşa edilen Hacı Özbek Camii Osmanlı mimarlık tarihinde inşa edilmiş ilk cami olarak kabul edilir. İznik'te yer alan bu yapı aynı zamanda tek kubbeli Osmanlı camii türüne de ilk örnektir.


KLASİK DÖNEM OSMANLI MİMARİSİ

Ağırlıklı olarak İstanbul'da yer alır. Özel mülkiyet kavramının olmamasından dolayı sivil mimari örneklerin olmadığı bu dönemde daha çok dinî yapılar ve kamu yapıları inşa edildi. Klasik dönemin mimarlarının genel yaklaşımı yüksek ve görkemli yapılar inşa etmek yönündeydi. Bu sebepten erken dönemde uygulanmaya başlanan kubbeli ve merkezî planlı yapılar, klasik dönemde daha anıtsal ölçeklerde uygulandı. Ayasofya bu dönemi etkileyen en önemli yapılardan biri. İnşa edieln yapıların başında gelen camilerde ağırlıklı olarak kubbeli ve yan kubbeli örtüler ve tavanı destekleyen filayak destek sistemleri kullanıldı Malzeme olarak küfeki taşı ve mermerin sıklıkla kullanıldığı klasik dönem yapılarının tasarımında genelde yukarıdan aşağı genişleyen bir tasarım hakim oldu.


GEÇ DÖNEM OSMANLI MİMARİSİ

Bu dönem Osmanlı mimarisinin görüntüsü, geçmiş dönemlere oranla değişik özellikler göstermektedir. Kültür ve sanat, siyasal başarısızlıkların süreklilik kazandığı 18. yüzyıla kadar önemli ölçüde geleneksel bütünlüğünü korumuştur. 18. yüzyıldan itibaren batı etkilerinin yoğunluğu duyulmaya başlamıştır. Bu yüzyılda özellikle Fransa ile kurulan siyasal yakınlaşma Osmanlı sanatı üzerinde oldukça etkili olmuştur. Böylece Osmanlı sanatı, 18. yüzyıldan itibaren batı sanatının etkisinde gelişme göstermiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walter Gropius ve Bauhaus Binası

Okuma metni - "Barok Mimarisi" ÖZETİ

Le Corbusier